MÜZİKAL YAPMAK VE ZORLU PSM


İngiltere'de, Amerika'da bir müzikalin hazırlık evresi var. Yaratıcı ekip bir araya gelip masa başı çalışmalardan sonra ortaya çıkan ilk metin pilot seçilen bir okulda sahneye çıkarılıp deneniyor. Bu aşamada müzikalin her ayrıntısı gözden geçiriliyor. Yeniden düzenlemeler yapılıyor. Ekip, 'olduğuna' ikna olduğunda müzikal profesyonel oyunculara teslim ediliyor. Buna benzer hikayeleri internette okuyabilirsiniz. Birinci ağızdan anlatılanları dinleyebilirsiniz. Hatta o ön prova sayılan gösterileri izleyebilirsiniz. Bizde ise heyecanla harekete geçirilip daha önce hiç müzikal yapmamış bir yönetmen bulunup 'ses' getirecek oyuncular toplanıyor ve iki üç ay içinde iş 'kotarılıyor'. Her zaman söyledim yazdım. Ülkemizde sahneye çıkan oyuncular müzikal oyuncusu değil. Müzik eğitimlerinin olması bir şeyi değiştirmiyor. Opera sanatçısı da olsa fark etmez. Müzikal oyunculuğu çok farklı bir şey. Müzik, dans, tiyatral oyunculuk vb özellikler sahnede o müzikal ışığı yaratıyor. ZorluPSM'in bize 'büyülü, broadway' vs şekillerde 'pazarladığı' yerli müzikaller maalesef bir kandırmaca. Zorlu PSM'in yapması gereken Broadway'den yaratıcı ekip kurup ve o sahnelerden bir kaç oyuncu ile anlaşıp yanlarına yerli yetenekleri katması ve yerli yaratıcı ekiple birlikte bizim topraklarımızdan konular bulup çıkarmasıdır. Daha önce de yazdım. Amaç dünyaya seslenebilecek yapımlar çıkarmaktır. Bunun için örneğin Deli Dumrul hikayeleri ile başlamak şahane olur. Ancak Zorlu PSM kolay ve içi boş renkliyi, şatafatlıyı 'satma'yı tercih ediyor. Bunu yaparken 'harcanan emeği' parlatıyor. Gösteri sanatlarında nasıl 'emek' veriliyor görmek için Broadway'e West End'e bir bakın. Bizimkiler gibi arada bir sahneye çıkmıyor oyuncular. Haftanın her günü çıkıyor. Bazı günler matine suare hem de. Bizimkiler böyle oynasa sesleri kısılır, sahneye serilir kalır. Bu bir çalışma çok çalışma yâni çok emek işi. EMEK işte o hem de nasıl bir rekabet var! Zorlu PSM'in yarın diye bir derdi yok bence. Bugünü kurtarıyor.


Melih Anık

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Atatürk ve Muhsin Ertuğrul ve de '.....çü'ler

Haldun Taner’in "Keşanlı Ali"si

Türk Tiyatrosu’nun Meseleleri