BEN ELEŞTİRMEN DEĞİLİM


Tiyatro yazıları yazmayı seviyorum. Bana araştırma, öğrenme fırsatı veriyor. Aslında şöyle demeliyim: Bana araştırma, öğrenme fırsatı veren oyunları yazmayı seviyorum. O nedenle SEÇİYORUM. Bana araştırma, öğrenme fırsatı veren oyunları seyretmeye öncelik veriyorum. Yazmak için öğrendiklerim gelecekte birilerine yararlı olsun istiyorum. O nedenle yazılarımın içinde kaynaklarımı belirtiyorum. Akademik olmayan oyun yazılarında kaynak vermek benimle başladı dersem yanlış olmaz. Hilmi Bulunmaz benim için 'tiyatro düşünürü' diyor. Kendisine teşekkür ederim ancak bence fazla bir övgü ama devamlı tiyatro DÜŞÜNDÜĞÜMÜ itiraf ederim. Aslında ben öncelikle tiyatro seyircisiyim. Eleştiriyorum ama kendimi eleştirmen olarak görmüyorum. Zira benim düşünceme göre eleştirmen ülkedeki TÜM tiyatro olaylarına hâkim olmalıdır. Oysa bizim eleştirmenlerimiz İstanbul tiyatrolarını ve davet edilmişlerse Anadolu'daki bir kaç tiyatro olayını (o da yarım yamalak) bilir. Çoğu okumaz, araştırmaz, idare eder. Pek çoğu tiyatro ödül jürilerine kapak atmıştır. Çoğu yanlışa ses çıkarmaz. Sürüdeki biri gibi güdülür.  Bazı tiyatro yapıcıları oyuncularına hakları olan davetiyelerden birini bana verilmesini yasaklamış. İşin garibi oyuncunun kendi oynadığı oyuna benim adıma bilet alması da yasak hale geliyor bu durumda. Benimle teması önlüyor yasakçı zihniyet. Bu kafa başka yasaklara karşı çıkıyor arada bir. İnandırıcı olabilir mi hiç! Ya oynadığı oyunlar? Onlara inanır mısınız? Bu yasaklar ile benim ilgim yok. Umurumda da değil. Zira kendi seçtiğim oyunlara bilet alıyorum. Beni hatırlayıp davet edenlerin davetini aklım yatarsa kabul ediyorum. Bilet bulamamışsam öncelikle bilet temin edebilme yollarını arıyorum arkadaşlardan rica ediyorum. Bazen bilet yok ama davetiye bulduk diyorlar. Davetiye aşamasına ancak öyle geliyorum. Oyuncularına ayar veren onların haklarını nasıl kullanacaklarına karışan onların üzerinde baskı kuran bir tiyatro patronu bence faşisttir. Ama bu tür haberler tiyatro yapıcıların benden çekindikleri gerçeğini de somutlaştırıyor. Başlangıçta pek inanmıyordum ama farklı ağızlardan duyduğum her yeni hikâye ile inanmaya başladım. Tiyatro yapıcılara yaptıkları her şeyi beğenme garantisi vermem ama yanlarında çalıştıkları faşist tiyatro patronlarına ve haklarını yiyen tiyatro ödül jürilerine karşı destek olacağıma söz veririm.

Melih Anık

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Atatürk ve Muhsin Ertuğrul ve de '.....çü'ler

Haldun Taner’in "Keşanlı Ali"si

Türk Tiyatrosu’nun Meseleleri