Kayıtlar

Ağustos, 2010 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Tiyatrosuzluk Diyeti

"...cesaretiniz kırılmasın ama biz bu yolda üç yüz yıl geriyiz.Darılmazsanız söyleyeyim biz daha uzun yıllar bu gıdasızlığa,bu gecikmeye dayanamayız artık.Tiyatro sanatı gelecek kuşakları yetiştirmekle yaşar.Seyircinin ve eleştirmenin hoşuna gidecek şeyler yapan sanatçı ve rejisör kendi kişiliğini yitirir." Muhsin Ertuğrul "İnsan ve Tiyatro Üzerine Gördüklerim" isimli kitapta(s 104) böyle söylüyor.Kitabın basım tarihi 1974..Nerdeyse 40 yıl önce. Bugün durum farklı mı? Bu gıdasızlıkla yaşıyoruz. (?) Hatta gitgide daha da alışarak. Yitirilenleri ya da eksiği farketmetmiyorsanız yediğinizi "gıda" sanırsınız. Bu "gıda"yla bu kadar olur ancak ! Melih Anık

İstanbul Üniversitesi Öğrenci Kültür Merkezi Üzerine Gizem Kurtsoy'a Mektup

Sevgili Kızım Gizem, Yazımı okuman ve cevap yazmandan çok memnun oldum . Teşekkür ederim. Benim gibi düşünenler , tahmin edilenden daha çoktur ve “her şeye rağmen” bu düşüncelerin söylenmesi gerekmektedir. Üniversite yıllarında 7 sene nerdeyse tiyatro kulübünde “yaşadım”. Anlattıklarının pek çoğuna yabancı olmadığımı ,halâ hatırladığımı ve seni anladığımı bilmeni isterim . “Nostaljik hayıflanma” , gençliğin, yaşlılar için ilk aklına gelen “yafta”dır. Genellikle doğru olması her zaman doğru olacağı anlamına gelmez . Kendimden bahsetmekteki amacım, kendimi anlatmak değil sizin ortamınıza ayna tutmak ve yapılacak karşılaştırmadan işinize yarayan bir eleştiri çıkarmanıza imkân vermektir.

KURALLAR

Adınızın ,“ rezaletlere seyirci kalmış"  , samimiyetsiz,üç maymun, konuyu apar topar kapatan, iftirayı ve cadı kazanı tertibini köşelerine çekilip sessiz sedasız izleyen barış elçisi ve arabulucu, olup bitene seyirci kalarak göz yuman, ikiyüzlü, pislik, “yalancılık”, “ırkçılık”, “şantajcılık”, “köpeklik”, “sansürcülük”, “rüşvetçilik”, “ırkçılık gibi ciddi bir suçu sulandırma’, “iftira”, “cadı kazanı tertibi”, “suç ortaklığı”, “omurgasızlık”, “riyakârlık”lık ifadeleri ile yan yana konulmasının , akılsızlık mı , ahlâksızlık mı ,çılgınlık mı , ciddiyetsizlik mi , tertip mi , plan mı , terbiyesizlik mi, küstahlık mı , saldırganlık mı, hakaret mi, çocukluk mu , pervasızlık mı  olup olmadığının , söyleyene ve söyleyen kişinin toplumca ne ifade ettiğine bakılarak değerlendirilmesi , birinci kuraldır. İkinci kurala göre de her halükârda , filler , maymunlarla uğraşmaz . Pişman olanı affetmek üçüncü kuraldır .  Melih Anık

Viski

Gecenin ilerlemiş bir saatinde şirketin üst kademesi toplanmış , ertesi gün teslim edilecek teklif dosyası üzerinde son düzeltmeleri yapıyordu. Tartışmaların en hararetli anında patron odaya girdi. Herkes toparlandı , patrona yer açtılar. Şirket çalışanları , patronun bu haline alışıktı. Patron ,hiç beklenmedik bir anda şirkete gelir, ışık gördüğü  odalara dalar ,  geç vakte kadar çalıştıkları için çalışanları över ve onlarla 15-20 dakika havadan sudan konuşur , gönül alırdı .