Kayıtlar

Ekim, 2016 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Mısır Patlatıcısı ve Tiyatroda "Anlatabilmek"

Facebook'da şunu paylaştım: "Mısır patlatıcısı sordum. 'Pahalı diye getirmiyorum' dedi. '30-40 lira' dedim. 'Ben o malı satmıyorum.Benim sattığım 150 lira' (Marka verdi) Üstüne baktım baştan ayağa çakma giyinmiş. Bir şey demedim güldüm çıktım." Arkadaşlarımdan yorumlar geldi. Başka bir marka ürün, ocak üzerinde tencerede patlatma, saçtan yapılmış geleneksel patlatma aleti kullanma gibi değişik öneriler yapıldı. Hepsi çok iyiniyetli önerilerdi ve ben hepsini denemiştim, hatta hâlâ kullanıyordum. Mısır patlatma benim hobilerimden biri olduğu için yaklaşık 30 yıl önce ilk yurt dışına çıktığımda ilk gördüğüm elektrikli mısır patlatma makinesini satın almıştım. İstanbul'daki evde de başka bir elektrikli âlet var. Benim vurgulamak istediğim satıcı kadının, baştan ayağa çakma markalar içinde olmasına rağmen "ben ucuz mal satmam" cakası idi. Yorumlara baktığımda bunun ulaşmadığını gördüm ve tiyatrosever yanım, üzerinde düşünmeye

Nereye Gidiyoruz?

Çandarlı benim için bir inziva. Uğuldayan rüzgârın, bir yazın yorgunluğunu üzerinden atmaya çalışan denizin, sanki dinlenmeye çekilmiş gibi duran ılık bir güneşin, her zamankinden daha parlak ayın, kitapların, müziğin ve de eşimin  arkadaşlığında kendimi dinliyorum. Ülkemde ve dünyada yaşananların fırtınası, yalancı yaslar, sahte göz yaşlarının gürültülü boşluğuna kapılmamak için direniyorum.  En son okumakta olduğum kitap Andre Malraux'nun Karşı Anılar'ı. Ömer Laçiner'in zorlayıcı tercümesi beni yoruyor ama Malraux'nun müthiş derinlikli dünyasında yolculuk etmekten çok memnunum.  Malraux, Birinci ve İkinci Dünya Savaşı'ndan İspanya İç Savaşı'na, toplama kamplarını, Çin,Vietnam ve Hindistan devrim-kurtuluş mücadelelerini anlatıyor. De Gaulle, Mao, Nehru ve Ho Şi Minh gibi liderle yaptığı özel sohbetleri ile büyük büyük bir tarihi derinlik sunuyor. Malraux'nun entelektüel birikimi karşısında koltuğuma iyice gömülüyorum. İyi bir yazar insanlığınızdan guru

Seyretmek ve İzlemek

"Seyretmek" ile "izlemek"in  aynı anlamda kullanılması çok yaygın. Sanki "izlemek" "seyretmek"in yeni Türkçesi. Ben yazılarımda ve konuşurken  çok dikkat ediyorum. Zira bence iki kelimenin ifade ettiği şey farklı.

2016-2017 Tiyatro Sezonu Açıldı(!)

Ekim tiyatronun ayı oldu yıllarca. Ödenekli tiyatroların başı çektiği tiyatro sezonu için  1 Ekim başlangıç kabul edilirdi.  Eylül, repertuvarların açıklandığı aydır bu yüzden. Seyirci ne seyredeceğini merakla bekler. Oyunlar için programını yapar. "Yapardı" demek doğru olacak bu yıl. Zira tiyatronun tadı tuzu kaçtı.