Selim Atakan’ın Yazısına Yorum

Selim Atakan “Afife Tiyatro Ödülleri 2012” başlıklı bir yazı yazdı. Afife Tiyatro Ödülü’nün içini dışına çıkardı.

Selim Atakan’ın yazısındaki pek çok görüş ve düşünceye katılıyorum; yazıyı yazmasını çok cesaretli bir çıkış olarak görüyorum ve dürüstlüğünden dolayı kendisini kutluyorum. Bu davranışının diğer tiyatrocularımıza örnek olmasını diliyorum. Zira ancak böylelikle tiyatrocular kendileri ile “oynayan” jürilere hak ettikleri cevabı verecekler, jüriler de keyfi davranışlardan vazgeçeceklerdir.

Öte yandan yazının bana çağrıştırdıklarını da paylaşmak istedim. Herkes Selim Atakan gibi davranabilir mi takdir sizin.

Yazının altına yazdığım yorum şu:

“Geçen sene(2011) Afife Tiyatro Ödülleri için hatırlanmayan Engin Alkan şöyle demişti:
“Seçici kurul çok uzun zamandır ülkedeki tiyatroyu seyircinin ihtiyacını ve eğilimlerini temsil etmiyor. Afife Jale’nin ismine gölge düşürecek spekülatif seçimler yapıyorlar. Dolayısıyla bu jürinin ehliyetinin sorgulanması gerekiyor bence, daha önce verilen Afife ödülümü geri verebilirim”(26 Mart 2011)

Hemen arkasından 2011 Sadri Alışık Tiyatro Ödülleri’nde Engin Alkan, “Generaller, Savaş ve Barbekü” oyunuyla ”Komedi ya da Müzikal Dalında Yılın En Başarılı Yapımının Yönetmeni” adayları arasında gösterildi (7 Nisan 2011) ödülü aldığı açıklandı (26 Nisan 2011)

Generaller, Savaş ve Barbekü’den Engin Alkan dışında başka hiçbir aday yoktu. Ödülü reddetmediğine göre Engin Alkan tek başına bir yönetmene bir yapım ödülü verilebileceğine inanıyor demek ki. Bu tiyatro gibi “ekip işi” olan bir sanatta nasıl yorumlanmalı acaba?

Afife Jale Tiyatro Ödülü için yaptığı eleştirilere katılmakla birlikte Engin Alkan’ın daha önce aldığı ödülü iade ettiğini duymadım. Ama bir yıl önce inanmadığını açıkladığı bir ödül için bir yıl sonra ödüle aday gösterilmesi aklın ulaşacağı bir sonuç değil. Engin Alkan Afife Tiyatro Ödülü’nü “silmiş”, jüri de onu “silmiş”! Çıkan sonuç bu.

Öte yandan siz adaylığınızı çektiğinize göre Şark Dişçisi’nden aday olanlar çekilmezlerse bu ne anlama gelecek? Size fısıldandığına göre onlara da önceden fısıldanmış olabilir mi? Ya onlar sizin gibi itiraz etmeyip kabul ettilerse?”

Melih Anık

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Atatürk ve Muhsin Ertuğrul ve de '.....çü'ler

Haldun Taner’in "Keşanlı Ali"si

Türk Tiyatrosu’nun Meseleleri