Beşir Ayvazoğlu'na Açık Mektup- M.Ertuğrul


Sayın Beşir Ayvazoğlu,
"Muhsin Ertuğrul’un Ruhu" başlıklı yazınızı okudum, üzüldüm, sizinle paylaşmak istedim.
Tarihte kalıcı olan değerler bazı dayatmalar sonucu elde edilmiş ve köklenmiştir. O direnme ve dayatmalar olmasa insanlık bugün elde ettiği iyilik ve güzelliklerden mahrum kalacaktı. Bugün açan çiçekler geçmişteki çabaların sonucudur. En kötü ihtimalle bilgide yanlışın bile değeri vardır.
Muhsin Ertuğrul kendi dönemi içinde Türk Tiyatrosu için başarıları hatalarından fazla olan kişilerden biridir. Dinimize göre beratlar bile toplam amele bakılarak veriliyor değil mi?  Türk Tiyatrosu’nda onun emekleri pek çoktur.  Yaptıklarını da dönemsel olarak yargılamak ve bir zaman dilimi içinde sonuçları ile değerlendirmek doğru olacaktır. Ayrıca her dönem kendi karakterlerini yaratıyor, bazılarına bazı etiketler yapıştırıyor, onlar hak etmese de. Her hangi birini beğenmediğimiz bir dönemle irtibatlandırıp suçlamak bana haksız geliyor hele aramızdan ayrılmış ve kendini savunmak imkânından mahrumsa.
 Öte yandan  sizin de işaret ettiğiniz gibi “Bir araya gelseler, rahatlıkla anlaşabileceklerini zannettiğimiz kişilerin aynı hadiseye bu kadar farklı açılardan bakmaları” şaşırtıcı olduğu kadar sevindiricidir. Aynı şeyi düşünen toplumlar ne sıkıcı olurdu değil mi? Onun için Necip Fazıl’a lâyık gördüğümüz saygıyı ve de üslubu Muhsin Ertuğrul’dan esirgememek gerekir.
Aramızdan ayrılmış, bir ufacık çivi çakmış kişileri bile “hayırla anmak” inancımızın bir gereğidir.
Saygılarımla.
Melih Anık 

Not:
Aynı içeriği 22 Temmuz 2011 tarihinde Sayın Ayvazoğlu'na mesaj olarak gönderdim.
Sayın Ayvazoğlu'nun yazısında değindiği konuyla ilgili olacağını düşündüğüm görüşlerim aşağıdaki adreste: (Devlet Klâsik Türk Müziği Korosunun Düşündürttükleri)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Atatürk ve Muhsin Ertuğrul ve de '.....çü'ler

Haldun Taner’in "Keşanlı Ali"si

Türk Tiyatrosu’nun Meseleleri