Hangi Darülbedayi?
Aşağıda ‘Coriolanus’ isimli oyunun künyesini verdim. Türk
Tiyatrosu Dergisi’nin Temmuz-Ağustos 1965 tarihli 363. sayısının tam ortasında
yer alıyor.
O yıllarda İBBŞT oyunlarında rol alıp bu oyunda yer almamış oyuncular da var: Bedia Muvahhit, Vasfi Rıza Zobu, Kemal Tözem, Şaziye Moral, Çetin İpekkaya, Zihni Rona, Özdemir Han, Cüneyt Türel, Ferih Egemen, Uluer Süer, Atacan Arseven, Ani İpekkaya, Güner Ümit, Sezai Alptekin, Engin Gürel ve daha niceleri.
Derginin baş yazısı Muhsin Ertuğrul’a
ait (‘Evet..Evet..Evet..’) Aynı dergide Muhsin Ertuğrul’un yönettiği ve Kerim
Afşar’ın unutulmaz Hamlet’i oynadığı
Hamlet oyununun künyesi var. Derginin kapağında Rumeli Hisar fotoğrafı yer almış. Zira bunlar, Rumeli Hisar’ının bir şenlik sahnesi hâline
getirildiği yıllara ait oyunlar. İBBŞT
neredeyse tüm kadrosu ile bu şenliğe
katılıyor. Rolün küçüğü büyüğü yok çünkü o zamanlarda. Bu oyuncular sezon
içinde Pazartesi hariç her gün (Çarşamba, Cumartesi, Pazar matinelerinde de)
‘öf’ demeden oynuyor. Şimdi matine suare oynadıklarında ‘insan haklarına aykırılık’tan bahsedenler
bana ‘Darülbedayi ruhu’ndan bahsediyor. Bir de ders verip çırak eğitecekler(!)
O yıllarda İBBŞT’nın kadrosunda gençler ve tecrübeliler bir
arada. O nedenle sahne bir okul. Tecrübeli olanlar sadece
yaşlarından dolayı saygı görmüyor, Türk Tiyatrosu’nu yıllarca sırtlarında taşıdıkları
için saygı görüyorlar. İBBŞT’nın gücü ve saygınlığı seyircinin onlara
gösterdiği saygıdan kaynaklanıyor. O dönemlerde bazı oyuncuları sinema filmlerinde görüyoruz.
Seyirci, onları ‘tiyatrocu’ olarak
tanıyor. Şimdi ise dizi oyuncularını
seyretmek için tiyatroya gidiyor seyirci.
Onar yıllık dönemlere bakınca yaşanan kopuklukları,
kadrodaki değişiklikleri görüyorsunuz. İBBŞT,70’li yıllardan itibaren erimiş.
Bunun nedenlerini görmek ‘figüranlıktan GSY’liğe gelme hikâyesi’nden daha
önemli. Geçen elli yıllık dönemde kurumun içinde var olanlar, şimdi
nelerin yanlış yapılmasına göz
yumduklarını düşünseler daha iyi olur.
Diziler, yarışma programı sunuculuklarına, kurum dışı işlere daha çok zaman
ayıranlar, gidip-gelmelerle ömür geçirmiş olanlar şimdi ‘kurtarıcı’ rollerine
çıkmıyorlar mı, bu beni deli ediyor. İçlerinde
bir tane Muhsin Ertuğrul olma umudu veren biri yok. ‘Darülbedayi ruhu’
yukarıdaki fotoğrafta kaldı. Ama bugün hayatta olanlardan bir danışma kurulu
teşkil etmek de kimsenin aklına gelmiyor.
1971 yılı Türk Tiyatrosu dergisinde(394.sayı) verilen habere
göre 1970 sezonunda İBBŞT oyunlarını
321.466 kişi izlemiş. İstanbul’un 1970 nüfusu 2.132.000. Şimdi İstanbul’un
nüfusu neredeyse yirmi milyon ama İBBŞT oyunlarını seyreden kişi sayısı 400.000 civarında. Elbette değişen koşullar
nedeniyle nüfus artışı ile aynı oranda seyirci artışı beklenemez ama kapasitesi
artan İBBŞT’nın seyirci artışı sağlaması beklenir. Şimdi sayıdan bahseden yok, yanlış hesaplanan
‘doluluk oranı’ ile ortaya konan, yanlış başarılarla avutuluyoruz.
Yukarıdaki fotoğraftaki oyuncuları sahnede görmemişleri ‘Ah
Darülbedayi!’ çığrışları ile uyutmak mümkün. Benim gibiler için…. Hadi
yazmayayım..
Melih Anık
Okur okumaz pancar gibi kızardım!... Bulunmaz
YanıtlaSil