Wroclaw “Dialog” Tiyatro Festivali- 2013
11-18 Ekim 2013 tarihleri arasında “Adam Mickiewicz
Institute”ün davetlisi olarak Wroclaw “Dialog”
Tiyatro Festivali’ni izledim. 8 günde 16
gösteri seyrettim. Oyunlara geçmeden önce festival hakkında gördüklerimi ve düşüncelerimi
paylaşmak istiyorum .
Wroclaw “Dialog” Tiyatro Festivali’nin bu yıl yedincisi
yapıldı. İlki 2001 yılında yapılmış. Yâni bir festivalin karakterini belirlemesi
için 18 defa yapılması gerekmiyor. Wroclaw “Dialog” Tiyatro Festivali neyi
amaçladığını gösteren, nereye yürümek istediğini açıkça ortaya koyan bir
festival. Ben orada unutulmaz bir hafta geçirdim. Yeni festivali merakla bekliyorum.
Festival iki yılda bir yapılıyor. Tesadüf o ki İKSV Tiyatro
Festivali ile Wroclaw “Dialog” Tiyatro Festivali takipleşen iki festival, bir sene biri diğeri
sene diğeri. Bu, her iki festival için de yararlı bir iş birliği doğurabilir,
yapılabilirse. Ama Wroclaw festival yöneticisinin Türkiye Tiyatrosu ile ilgili
bilgisi ve ilgisi yok. Kendisiyle görüştüğümde “Davet edin geleyim” dedi. Kendisi Wroclaw’da bir tiyatronun da
sahibi, ismi tanınan önemli bir
yönetmen. Sanırım bu yıl görevi bırakıyor. İKSV’ye Wroclaw “Dialog” Tiyatro Festivali ile yakın ilişkilerde olmasını diliyorum.
Ben her görüştüğüm kişiyle bu yılki temaya uygun Türkiye’den 3-4 oyun ismi verdim ve
Türkiye’nin bu festivalde mutlaka olması gerektiğini söyledim. Ancak bunun
olabilmesi Türkiye’deki konuyla ilgililerin ve sorumluların yurt dışına sadece oyun seyretmek
için çıkmamaları, temaslar yapmaları, anlatmaları gerekiyor. Türkiye’ye yenilik
diye satmak için sadece seyretmek yetmez yâni. Ben bu
vesile ile değişik ülkelerden pek çok tiyatro insanı ile tanışma imkânı buldum.
Wroclaw “Dialog” Tiyatro Festivali bu anlamda çok güzel imkânlar sunuyor.
Dünyanın değişik ülkelerinden gelen davetlilerin(topluluk ve yazarlar)
çoğunluğu aynı otelde kalıyor ve birbirlerini görme ve konuşma fırsatı
buluyorlar. Oyun öncesi beklerken, aynı servisle bir oyuna giderken de görüşme
fırsatları var. Ayrıca her gün öğle saatinde yazar, yapımcı, yönetmen, eleştirmenlerin katılımı ile paneller yapılıyor. Festival süresince toplamda 9 adet toplantı,
panel, konferans düzenlenmişti. Ana temanın(Şiddet) sanat, aşk, güç, isyan,
otorite, öteki, iyi ve kötü ile ilişkisini tartışan toplantıların yanında
çağdaş Polonya tiyatrosu, Simons tiyatrosu ve Amerika- Bronx’da yapılan şiddet
üzerine yapılan bir araştırma üzerine konferanslar vardı. Büyük salonda yapılan konferanslar da çok ilgi
gördü, salon son yerine kadar doluydu. Slavoj Žižek’in “öteki”sinden yola
çıkılarak düzenlenen “A Brownshirt Poland” bugünkü Polonya’nın endişelerine tutulan
bir ayna idi sanki. Warlikowski’nin "Warsaw Cabaret"sini Polonya gündemine bakarak
anlamak çok öğretici oldu. Tiyatronun “gündem
yaratma gücünü”, “değişime” katkısını ; “global oyuncu” olan tiyatronun yaktığı
ateşi gördüm.
İsminde bulunan “international”in hakkını veren bir festival
bu. Tabii ki Polonya tiyatrosunun seçkin
örneklerini seyrettik. Bu yıl Polonya tiyatronsun iki büyük ismi Johan Simons
ve Krzysztof Warlikowski’ye özel bir yer ayrılmıştı. Simons’un tiyatrosu anlatıldı, Wartilowski
iki oyunu ile ve şahsen festivale
katılmıştı. Polonya’dan 8, Almanya’dan 2, Güney Afrika, Rwanda, Meksika,
Macaristan, İspanya ve Estonya’dan birer oyun vardı programda. Bu ülkelerin
yanı sıra Amerika’dan, Çin’den, İran’dan gelen yazar, yapımcı, eleştirmen ve seyircilere
rastladım. Dünya buluşuyor, tanışıyor. Örneğin İranlı bir yazar-yönetmen, Estonyalı
bir topluluk ile kendi oyununu sahneleyebiliyor.
Kanadalı bir yönetmen Rwandalı bir tiyatro topluluğu ile çalışıyor. Değişik
ülkelerden oyuncuların, yönetmenlerin
ortak çalışmalarını gördüm.
“2016 Dünya Kültür Başkenti” seçilen Wroclaw, 700 bin nüfuslu bir şehir. Bu şehirde bulunan
gösteri salonları, perde açan tiyatro, opera, mim, kukla, çocuk tiyatrolarının
sayısı, ufku ve kalitesi bizler için
şaşırtıcı. Gösteriler şehrin değişik noktalarında 10 değişik mekânda sunuldu. Şehri
dolaşırken bu mekânların dışında da sayısız tiyatro salonu gördüm. Eski bir birahane, bir tren istasyonundan
dönüşmüş salonlar, çok amaçlı salonlar, bir binanın çatı katının kapatılması
ile oluşturulmuş bir mekân ve
tarihi ya da yeni gösteri mekânları
arasında dolaşmamız da ayrı bir heyecan idi. Böylelikle şehrin değişik noktalarına giderek şehri de
tanımış olduk. Sahnelenen oyunları hatırladığımda
büyük hangar binalarından dönüştürülmüş ve her türlü sahnelemeye uygun
donatılmış mekânların tiyatronun değişimine de uygun olduğunu düşünüyorum. Gösteriye göre düzenlenebilen
“boş mekân”lar bunlar. Salonların çoğu
şehrin merkezinde ve yürüyüş mesafesinde ama merkeze 30 km mesafede olan mekânlar da
var. Onlara ulaşım için şehrin merkezinden özel otobüsler konulmuş. Telefonlu taksi sistemi çok iyi çalışıyor. Fiyatlar
ucuz ama ayrıca Festival için özel
tenzilât yapılıyor. Oyunlar kendi orijinal dilinde sunuluyor ama “surtitles”(anında
İngilizce tercüme) var.
Wroclaw aynı zamanda kültürel ve tarihi mekânları ile de ziyaret edilmesi gereken bir
şehir. Tiyatro dışında bu mekânları da ziyaret etme şansınız var. Tiyatro ile
turizm iç içe geçmiş birbirine destek oluyor yani. Ama ben Kültür ve Turizm
Bakanlığı’mızdan bahsettiğimde Polonyalı dostlar biraz şaşırdı. Zira Kültür,
Polonya’da ayrı bir bakanlıkmış.
Polonya’da “Adam Mickiewicz Institute”e ayrı bir yer ayırmak
lazım. Yaklaşık on milyon Euro'luk bütçesi ile Polonya sanatının lokomotifi.
Polonya sanatına hem içeride hem dünyada destek oluyor. Bu nedenle dünyanın
sanatçıları Polonyalı sanatçılar ile ortak çalışmalar yapmak için çok istekli.
Bu kapsamda olmak üzere Amerika’da bir
girişim başlatılmış. Polonya sanatını Amerika’ya tanıtmak için çalışmalar
yapıyorlar. Geçen yıl gittiğim Bregenz Festivalinde de Polonyalı besteci André
Tchaikowsky’nin eserlerinin ana etkinlik
olarak icrasını(opera ve konçerto) sağladıklarını görmüştüm. Bu yıl Türkiye ile
Polonya diplomatik ilişkilerinin 600. Yılı. Bu nedenle Enstitü, Türkiye’de bir
yıl boyunca etkinlikler yapmak için
hazırlanıyor. Bu kapsamda İKSV ile görüşülmüş, İKSV Tiyatro Festivali için
Polonyalılardan iki oyun istemiş, bazı grupların da ismini vermiş. Bazı tiyatrocularımızın Polonya’da ve Polonyalılarla ortak
çalışmalar yaptıklarını orada öğrendim. Bazı haberleri dışarıdan alıyoruz.Ben
dünyadaki tiyatro festivali yöneticilerinin her yıl bir araya
gelmesini isterdim. İKSV buna ilgi duyar
mı bilmem ama fikri tartışmaya açsa ne
güzel olur. Ayrıca İKSV dünya
festivallerini sitesinde paylaşsa, dünyadan haberleri ve temaslarından bahsetse
iyi olmaz mı? Örneğin ben Wroclaw’da Performing Arts ile ilgili bir toplantı
vesilesiyle Görgün Taner’in ismine rastladım. İKSV kendisi yazsa daha iyi olmaz
mı? Leman Yılmaz dünya ile yaptığı
temaslarından süzülen bilgileri anlatsa. Prof.Dikmen Gürün tecrübelerini
paylaşsa ne güzel olur. Bilgi paylaşılırsa ufuk açar.
Wroclaw Tiyatro Festivali’nin çok güzel bir kitabı var. Arzu eden herkes tüm
oyunları seyredebilsin diye program da özel hazırlanmış. Program üzerindeki
kırmızı renkle basılmış oyunlara bilet alırsanız çakışma olmadan tüm oyunları
seyredebiliyorsunuz. Bilet fiyatları da çok uygun, 16 gösteri 150 Euro.. Bizim
festivalleri düşündüm de….. Düşünmeyeyim
daha iyi.
Festivalin şehir merkezinde bir ofisi var. Basın hizmeti ya
da bir soluklanma için sizi misafir ediyorlar. Festivalde görevli, gençlerden oluşan ekipleri her yerde
görmek mümkün. Çok samimi olarak yardım etmek için canla başla koşuşturuyorlar;
tiyatro mekânlarına giden yollarda ve de mekân önlerinde ellerinde bayraklar ve üstlerindeki özel
festival “t-shirt”leri ile size yol gösteriyorlar. Şehir merkezinde bir bar-kafenin salonu
toplantılara ayrılmış. Sokaklarda tiyatro kıyafetleri, maskları ile zaman zaman
yürüyen gruplara rastlıyorsunuz. Vitrinleri, direkleri
festival afişleri, bayrakları süslüyor. Geçmişte olduğu gibi bugün de Polonya Tiyatrosu dünyaya örnek olan ve ciddi
olarak takip edilen tiyatrolardan biri. Keşke daha fazla İngilizce kitap-yayın
bulabilse idim.
Festival süresince davetlilere kendi ilgi alanlarına göre birer
rehber verilmişti. Benim rehberim Polonyalı bir gazeteci-eleştirmendi.(İzabela Szymanska) Sevgili İza ile tiyatro gündemi, medyanın tiyatroya bakışı, sanatçıların hikâyeleri, seyircinin profili, eleştirmenlik,
yazarlık gibi konularda fikir teatisi yapma fırsatı buldum. Bana çok yardımcı oldu.
Genel olarak program, değişik gösteri türlerinden örnekler
görmemi de sağladı. Dünya tiyatrosunun uğraştığı konuları anlamak imkânı
buldum. Festival düzenleyiciler, bir konuyu sunmanın yanında farklı sunumlara
da dikkat ederek program yapmıştı.
Bence Türkiye’nin Polonya’dan öğreneceği çok şey var. Tarihi
olarak da yakın ve sağlam ilişkilerimizin olduğu Polonya ile daha yakın olmamız
gerektiğini düşünüyorum.
Melih Anık
İlgi:
Aşağıdaki adreslerden Wroclaw ve Polonya Tiyatrosu ile ilgili bilgilere ulaşabilirsiniz:
Yorumlar
Yorum Gönder