Sporda Psikoloji Çok Önemlidir

Hangi spor olursa olsun sporda psikolojik faktörlerin rolü ihmal edilemez.
Ferdi sporlarda psikoloji takım sporlarından farklıdır. Ferdi yarışan sporcu öncelikle kendini aşmaya ve daha sonra rakiplerini geçmeye çalışır. Rakipleri de ferdi yarışmacılar olduğu için kimsenin kimsenin gözünün yaşına bakmayacağını bilir. Bu nedenle rakibini anlaşarak geçme olasılığı çok azdır.
Takım sporlarında ise psikoloji farklıdır. Takım oyunlarında fertler, kabahatin paylaşılacağını ve tek başlarına skora yapabilecekleri etkinin kolaylıkla farkedilemeyeceğini bilirler. Şampiyonluğun son maçında tek golü atan, son smaçı vuran  şampiyonluk geldiğinde bunun tek başına  onun eseri olmadığının bilincindedir.  Bir an için kendisine yönelen alkışların bir süre sonra paylaşılacağını da bilir. Ama gene de kendilerini maça hazırlama psikolojileri farklıdır. Örneğin oyuncu rakip takımda oynamış ve o takımdan uzaklaştırılmış ise ya da rakip takımda oynama arzusu içindeyse maça hazırlanması farklı olacaktır. Bazen rakip bir takımın başarısı kendisi için alay konusu yapılacaksa ya da başarı nedeniyle rakibin rakibine transfer olma  hayali o sporcunun maçtaki direncini  değiştirebilir. Benzer durumlar hayâl ettikleri takımları çalıştırmak imkânı bulamayan teknik adamlar için de geçerlidir. Bu durumlar kişilerin kendi anlayışları doğrultusunda adalet dağıtmaları sonucunu doğurur.
Dikkat edilirse paralı şikeden teşvikten söz etmiyorum. Profesyonellik yeterince gelişmediği için duygusal nedenler sporcu psikolojinin oluşmasında çok etkili olmaktadır. Çözüm profesyonel yönetim modellerinin geçerliliğinin sağlanması, sporcu yöneten ilişkilerinin sağlam temellere oturtulması, seyircilerin de aynı duygu ve düşünceler içinde eğitilmiş olmalarıdır. Öncelikle sporcu sendikasının kuvvetli olması gereklidir. Yöneticinin iki dudağı arasına kaderi bağlanmış sporcu çaresiz; yabancı futbolcunun sözleşmesinin sağlamlığı yanında yerlininki “laf-ı güzaf” ise istenen sonuç alınamaz. Öte yandan takımlardaki yabancı sayısının da olaylara etkisi oluyor diye düşünüyorum. Oran arttıkça kontrol elden çıkar.  
Ülkemizde sporun şu andaki yönetim organizasyonu  istenen koşulların gerçekleşmesini sağlayabilecek durumda değildir. Meslek elemanlarının haklarına sahip çıkan  kurumsal yapıların eksikliği sorunun baş nedenidir. Hakem, teknik adam ve sporcuların güçlü meslek örgütleri ile kurumsallaşmaları şarttır.  Sporun dernek yerine şirket statüsü ile yapılandırılması zorunludur. Bugünkü koşullarda medya kendi gücünü denediği bir oyun alanı bulmaktadır. Güçlü meslek örgütleri karşısında medyanın da olması gereken sınırlar içine çekileceğini düşünüyorum. Mevcut ortamda maddi kanıtlara bakarak verilecek kararlar bir yere kadar sonuç alır ancak manevi olanlar kanıtlanamayacağı ve önlenemeyeceği için yürekleri yüzde yüz ferahlatmayacaktır.
Kurumsallaşmasını tamamlamış yurt dışındaki uygulamalara bakarak yapılacak çözüm önerileri bu nedenlerle eksik kalmaya  mahkûmdur.
Melih Anık 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Atatürk ve Muhsin Ertuğrul ve de '.....çü'ler

Haldun Taner’in "Keşanlı Ali"si

Türk Tiyatrosu’nun Meseleleri