Bir Şeye İhtiyacın Var mı?

Bu yıl 72 yaşıma girdim. Son dört aydır yaşadığım hastane ve hastalık tecrübesi bana yeni şeyler öğretti. Zihnimi mesgul eden en önemli husus 'Bir şeye ihtiyacın var mı' sorusu oldu. Geçen sürede bana bu soruyu soran pek çok arkadaşım oldu sağ olsunlar. Hayatımı gözden geçirdiğimde ben de başkalarına aynı soruyu  sorduğumu hatırladım. Sorunun iyi niyet içerdiğini kendimden biliyorum. Bir başkasına yardım etmek destek olmak isteyen kişi '.... yalnız degildir' benzeri büyük bir laf ediyor.Oysa insan yalnız kalıyor kimse baskasının yerine hapse giremiyor dayak yemiyor işkence görmüyor.. O sözle verilmek istenen mesaj zalimlere. Zalimler ise çekinmiyor aslında. Bildiğini yapıyor. Korkan utanana o söz etki yapıyor.

Bir şeye ihtiyacın var mı?' sorusunun içerdiği anlam çok geniş. Soruyu soran sorduğu kişinin her ihtiyacını yerine getirebilir mi? O kişiyi yeterince tanıyor mu? Ne yaşadığını neye ihtiyaç duyduğunu biliyor mu? Aslında sizi gerçekten tanıyan esinizdir çocuğunuzdur Ara sıra bir kanka çıkabilir. Sizin ihtiyacınızı bilir. Ama enderdir. Genel olarak insanlar kendi koşulları kendi dünyaları ile sınırlıdır. Bir şeye ihtiyacın var mı sorusu sınırsız bir soru değildir soran kişinin imkânları ile sınırlıdır. Peki size o soruyu soran kişiye vereceginiz cevap sınırsız mıdır? Hayır. Sizin onun ne yapabileceğini tahmin etmeniz gerekir ki o kişiyi aşan olmadık bir talepte bulunmayasiniz. Ben yerine getirilemeyecek bir talepte bulunarak karşımdaki kişiyi zor durumda bırakmaktan cekinirim. Bir şeye ihtiyacın var mi sorusunu soran kisi aslında benden benim yapabileceğim bir şeyi iste demektedir. Bu durumda o sizi tanimadaki eksikliğini sizin onu tanımanız ile kapatmak istemekte, sorumluluğu size bırakmaktadır. Ben bana yapabileceği şeyi bilmem için onu yeterince yakından tanımam gerekir. Bu da mümkün değil. O nedenle bir şeye ihtiyacın var mı yerine o kişinin neye ihtiyacınız olduğunu tahmin etmesi ve kendi yapabileceğini önermesi gerekir. Bu sizi düşünmesi, içinde bulunduğunuz koşullar ile ilgili kafa yormasini gerektirir. Fügen annesinin hastalığında uzunca bir süre hastanede kaldı. Annesinin bir arkadaşı bir gün Fügen'e 'Ben haftada iki gün hastaneye gelip tüm gün hasta başında kalabilirim. Sen de o sırada kendi işlerine bakarsın' dedi. Dediğini de yaptı. Bir şeye ihtiyacın var mı diye sormadı kendi yapabileceğini söyledi. Çandarlı'da araba kullanamayacak durumda iken bizi arabamizla hastaneye götüren bizimle birlikte hastanede kalan ve eve getiren komsum da bize neye ihtiyacımiz olduğunu sormamisti. Ben artık bir hastanın neye ihtiyacı olduğunu anladım. O kişinin  illaki hasta olması da gerekmez. Bir çıkmazda olabilir. Bir şeye ihtiyacın var mı diye sormam o koşullarda yapabileceğimi söylerim. Düşünün bakalım insanların nelere ihtiyacı olur?


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Atatürk ve Muhsin Ertuğrul ve de '.....çü'ler

Haldun Taner’in "Keşanlı Ali"si

Türk Tiyatrosu’nun Meseleleri