Türkiye Tiyatrolar Birliği ve Zafer Gecegörür
Çok yakın bir zamanda twitter'da 'Türkiye Tiyatrolar Birliği kurulmalı'
diye yazdım. Tiyatromuz için uzun zamandır aklımda olan bir yapılanma biçimi
idi. İnternette dolaşırken Türkiye Tiyatrolar Birliği diye bir adres (http://turkiyetiyatrolarb.wixsite.com/tutib)
çıktı karşıma. İlgimi çekti. Sayfalarında dolaştım. Öğrendim ki Türkiye Tiyatrolar Birliği
2007 yılında Bartın Bölge Tiyatrosu, İzmir Yenikapı Tiyatrosu ve Mardin
Kızıltepe Tiyatrosu olarak üç tiyatro ile kurulmuş. 2016
yılında platform olarak resmileşmiş. O sayfada Başkan Zafer Gecegörür'ün eposta
adresini öğrendim ve bir mesajla birliğin resmi ve hukukî bir statüsü olup
olmadığını sordum ve varsa tüzüğünü okumak istediğimi yazdım. Gecegörür
beni, zaten incelediğim sayfaya yönlendirdi.
Ben de bu aradıklarımı o
sayfalarda bulamadığımı bu nedenle kendisine mesaj yazdığımı söyledim.
Gecegörür, Türkiye Tiyatrolar Birliği'nin
üç tiyatro ile kurulduğunu ve bunu 2007 Taksav Ankara Uluslararası Festivalde
deklere ettiğini; 3 yıl önce ise üyesi toplulukların "resmi" 3
derneği ile ve dernekler kanunun verdiği hak ile platform olarak işleyişine
devam etmekte olduğunu, her platform gibi "Mütabakat Protokolü"nün de
olduğunu, ancak dernek yönetimlerine ve Türkiye Tiyatrolar Birliği yönetimine
danışmadan benimle paylaşmasının doğru olmayacağını belirtti ve benim bu
evrakları niçin istediğimi sordu. Ben, 'Tiyatro meseleleri üzerine düşünen yazan biriyim. Amacım sizi
denetlemek değil deneyimlerinizden yararlanmak ve yapabilirsem tiyatro camiasi
ile paylaşmaktır. Ben geçmişte proje yonetimi ve gayrimenkul alanlarinda iki
meslek derneği kurdum ve yönettim. O dernekler vasıtasıyla sektör sorunlarını
uluslararası alanlara taşıdım. Kamu ile buluşturmaya çalıştım. Bu nedenle
dernek işine biraz yakınım. Türkiye'de gerçek bir meslek birliğine ihtiyaç var.
Resmi bir birlik olması gerekli. Resmiyet de kuruluş ile başlıyor takdir
edersiniz. Tüzük ve üyelerin katılımı da önemli. Görüşüm odur ki tiyatromuzun
meseleleri uluslararası alana eklemlenme ile çıkış yolu bulur.' diye yazdım. Sanırım
bu mesajdan Gecegörür kendine göre çıkarım yaptı ve bana çalışmalarımda başarılar
diledi ve resmi olmanın, bürokratik, çok kalabalık
olmanın önemli olmadığını; o takdirde
"karşı olduklarınız" gibi örgütlenildiğini, hareketsiz ve
mücadelesiz ise (o örgütün bir) "yığın" olduğunu ve önemli olanın
refleksif ve üretken olmak olduğunu belirtti. Bu cevap üzerine ben de ona bu birlik ya da platformun
"resmi" nitelik olmadığı izlenimi aldığımı ve izlenimlerimi
yazacağımı belirttim. Gecegörür benim yazmama izinleri olmadığını, bunu etik
bulmadığını, resmi olmasalar resmi kurumların onları tanımaması gerektiğini
yazdı. Birlik olarak 12 yıldır yaptıklarını bilmeden, tiyatronun en temel şeyi
ve en önemsedikleri "yüz yüze iletişim" kurmadan onlarla ilgili
bir yazı yazmamı doğru bulmadığını belirtti. Ben de "Bu tavrınızı beğenmedim. İzin de istemedim. Yazarım okur beğenmezseniz
doğru bulduğunuzu yaparsınız." edim. Gecegörür, yazarsam onların da
benim üzerimden yazacaklarını ve okur, beğenmezsem doğru bulduğumu yapacağımı
yazdı. Yanıta değer bulacak bir içerik görmezlerse muhatap almazlarmış beni.12
yıldır örgütlerinde neler görmüşler, her
canı sıkılan ile uğraşsalarmış asıl işlerini yapamazlarmış. Mesaj
bir uyarı ile bitiyordu. Yazdığı mesaj son yanıtmış, bundan sonraki tüm
iletilerim arkadaşları tarafından okunmadan silinecek ve yanıtlanmıyacakmış.
Herkes işine baksınmış. 24 yıldır festival yapıyorlarmış ve şu anda ciddi zaman kaybediyorlarmış.
İfadelerdeki
küçümseyici tonu takdirinize bırakıyorum. Benim açımdan çok da önemli değil.
Tiyatro gibi kamusal alandaki söylem biçimi bana ilginç geldi, not etmek
istedim.
Zafer Gecegörür iletişim
kapısını da kapattığına göre mesajlarımın çöpe gitmesi yerine bu yazı elzem
oldu.
Öncellikle Zafer Gecegörür'ün
başkanlık yaptığı oluşumun başardıkları için kendilerini tebrik ediyorum. Ama
şunu belirtmem gerekiyor benim Gecegörür'e mesaj yazmaktaki esas amacım onların
neleri yaptıklarını sormak, denetlemek değil Türkiye Tiyatrolar Birliği'nin oluşumu ve işleyişi hakkında bilgi almak , birlik kurulması üzerinde fikir teatisi yapmak, birliğin gerekliliğini gündeme getirmek ve tartışılmasını sağlamaktı.
Gecegörür de belirtmiş:
isimleri 'birlik' ama onlar bir 'platform'. Bir başka örnek vereyim: Tiyatro
Eleştirmenleri de birlik ama onlar da dernek.
Gecegörür ile aramızda onun
şu ifadelerinden çıkan büyük bir fark var. O diyor ki resmi olmak, bürokratik, çok kalabalık olmak önemli değildir. O
takdirde "karşı olduklarınız"
gibi örgütlenmiş olursunuz, hareketsiz ve mücadelesiz ise (o örgüt bir)
"yığın"dan ibaret olur. Önemli olan refleksif ve üretken olmaktır.
Ben ise 'birlik' fikrinin resmi olarak hayata geçirilmesinden yanayım. Resmi
olmak önemlidir. Çok(sayı ile ölçülmez) olmak önemlidir. Yığın olmamak
mümkündür. Bunun gerekçelerini aşağıdaki sunduğum derleme çerçevesinde anlatmak istedim.
Meslek birliği ile ilgili derlediğim bilgileri özetle aşağıda verdim:
Meslek birlikleri 5846
sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 42. maddesi ile Fikir ve Sanat Eseri
Sahipleri ile Bağlantılı Hak Sahipleri Meslek Birlikleri ve Federasyonları
Hakkında Tüzüğün 8. maddesi uyarınca kurulur. Meslek Birliği, herhangi bir
meslek dalında o meslekle ilgili ahlâk ve dayanışmayı korumak, mesleğin kamu ve
kişi yararına uygulanıp geliştirilmesini sağlamak ve meslek mensuplarının hak
ve yararlarını korumak amacıyla kurulmuş kamu kurumu
niteliğindeki mesleki kuruluşlarıdır. Belli bir mesleğe mensup
olanların müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, mesleki faaliyetlerini
kolaylaştırmak, mesleğin genel menfaatlere uygun olarak gelişmesini sağlamak,
meslek mensuplarının birbirleri ile ve halk ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü
ve güveni hâkim kılmak üzere meslek disiplini ve ahlâkını korumak maksadı ile
kanunla kurulan ve organları kendi üyeleri tarafından kanunda gösterilen
usullere göre yargı gözetimi altında, gizli oyla seçilen kamu tüzel
kişilikleridir. Birlik, birlik tüzüğünün kesinleşmesinden sonra
Bakanlar Kurulunun izni ile kurulur ve tüzel kişilik kazanır.
Meslek birlik ve odaları kısaca mesleğin onurunu, genel hak ve menfaatlerini
ilgili merciler nezdinde savunmak, meslek ile ilgili her türlü mevzuatın
yayımlanması ve meslek mensuplarının meslek kurallarını gereği gibi
uygulamasını sağlamak için kurulmaktadır. Bunların yanında meslek mensuplarının
birbirleriyle, kamu ve diğer kişilerle çıkacak ihtilaflarını uzlaştırmak veya
hakem usulüne başvurarak çözüme kavuşturmak, meslek mensuplarının daha yüksek bir mesleki kültür düzeyine ulaşabilmeleri
için gerekli teşebbüslerde bulunmak; meslek mensuplarını bölgeleri içinde
meslekleriyle ilgili sorunları üzerinde inceleme ve araştırma yapmaya teşvik
ederek bunlardan çıkan sonuçları ilgili kurum ve kuruluşlara iletmek; mesleğini
düzgün bir biçimde icra etmeyenler hakkında gerekli disiplin işlemlerini
yapmak; meslek mensuplarının çağın gereklerine göre zaman içerisinde
bilgilerinin yenilenmesi için eğitim faaliyetlerini gerçekleştirmek de birliğin
görevlerindendir.
Meslek birliğinin gücü
ve önemi kanunların verdiği haklardan gelir.
Meslek birlik ve odaları kamu kurumu niteliğindeki kuruluşlar olması sebebiyle o meslek ile ilgili her türlü kanuni mevzuatın hazırlanmasında, değişikliğinde ilk olarak muhatap kabul edilen kuruluşlardır. O mesleğe mensup olan kişileri ve o mesleğin icra alanındaki kişi ve kurumları ilgilendiren her şeyde birlik ve odanın görüşleri alınmaktadır.
Meslek birliği
hakkında yukarıda belirtilenlerden sonra 'birlik' olmanın 'bir araya gelmek'ten
ibaret olmadığı anlaşılmıştır umarım. Birlik, tiyatroda iç disiplini
sağlayacak, üyelerin kendilerine çeki düzen vermelerine neden olacak hem kendi
aralarında hem de devlet karşısında hakların korunması açısından yararlı
olacaktır. Birlik dışındaki girişim, platform, yalancı birlik(sadece bir araya gelmek)
avuntudan ibarettir ve bazıları için 'post' üretir sadece. Ama merak etmeyin
bugün mevcut platform vs gibi kuruluşlar
'Birlik' altında güçlerini birleştirdiğinde 'post' kaybı olmaz. Bugün
post sahibi olanların durumu değişmez.
Ülkedeki
bürokratik mekanizmalarının dışında kalarak
mesleğinizle ilgili çözüm üretmek mümkün değildir. Şikayet ettiğiniz
bürokrasinin içinde haklarınızı savunmak için kanunlar çerçevesinde muhatap alınmak çok önemlidir. Örneğin Türkiye
Sanat Kurumu meselesinde, oyun yasaklamalarında, tiyatrocuların yasal ve sosyal
haklarının düzenlenmesinde, ödenekli özel tiyatroların vergi meselelerinde, kısaca
meslek ile ilgili mevzuatın düzeltilip düzenlenmesinde 'Birlik'in gücüne dayanmanız
gerekir.
Benim önerim
Türkiye Tiyatro Birliği ismini işgal etmemek ve gerçek birliği kurmaktır.
Bilmem
anlatabildim mi?
Melih Anık
not: Bu yazıyı Zafer Gecegörür'e gönderemiyorum zira arkadaşları benim iletilerimi okumadan silecekler. Gören bilen ona haber versin.
Yorumlar
Yorum Gönder