Kosta Kortidis’in 'Rulet’i

Kosta Kortidis’i oyuncu diye bilirdim, meğer ‘yazar’mış da. 2012 Cevdet Kudret Edebiyat Ödülleri’nde yazdığı oyun Rulet, finalist olmuş. Oyunu kendisinden istedim ve okudum.

Rulet, 1943 yılında Nazi’lerin büyük hayâlinin sonuna doğru gelinmekte olduğu, Nazi ordusunun Berlin’e doğru çekildiği bir dönemde Ruslar tarafından yakalanan ve hapsedildikleri hücrede başlarına neyin geleceğini bilmeyen bir Binbaşı ve bir Başçavuş arasında geçiyor. Bu iki insanın ortak kaderi yaşamalarından kaynaklanan dayanışma, aynı hücrede geçen günlerin kırk yedincisinde doğal olarak kişisel geçmişlerin paylaşılmasına yol açar. İlk kırk altı günü bilmiyoruz ama hayâlimizde o günleri ‘yazma’mızın önünde bir engel yok. Muhtemelen esirleri esir alan korkudan, geçen zaman içinde umut filizleri yeşermeye başlamıştır. Bu umut, kurtulma hayâllerini besler. Oyunun sonlarına doğru, kendisinden bahsedilen Rus Yüzbaşı sahneye çıkar. Yüzbaşı’nın girişiyle iki Nazi subayının oyun süresince duydukları seslerin nedenini anlarsınız; Nazi subayları arasındaki dayanışma ve dostluğun rengi değişir.

 Rulet, klâsik kalıplar içinde yazılmış bir oyun. Girişi, gelişmesi, düğüm noktası var. Hücredeki iki insan arasındaki ilişkinin ortaya konuşu, düğüm noktasına tırmanışın ve o noktanın heyecanını anlamlı kılıyor. Seyirciyi  seçeneklerin tarafı olmaya bu yolla düşündürmeye zorluyor. Oyunda bahsi geçen hiçbir şey açıkta kalmıyor. Bu anlamda kendi içinde matematiği olan bir oyun.

Oyunda iki Nazi ve onları hapseden bir Rus  subay var. Bu çerçeve, ilk izlenim olarak kişiler açısından olumsuz imgelere yol açıyor. Ancak oyun ‘insanı insanla anlatma’ becerisini gösteriyor.

Başlangıçta dış seslerle verilen tarihi çerçevenin kişilerin replikleri içinde zaten anlaşıldığı için kaldırılmasının, monolog haline gelen konuşmaların dialoga dönüştürülmesinin iyi olacağını düşünüyorum. Beden, zaman ve mekân arasında dokunulan hususun oyun bütününde kurgulanmasının oyuna bir başka derinlik katacağını sanıyorum. Binbaşı’nın talebini Rus Yüzbaşı’ya götürdüğü anlaşılan Başçavuş’un ne zaman Yüzbaşı ile yalnız kaldığı ya da Binbaşı’nın anlamadığı Rusça ile mi talebi ilettiği; Binbaşı ile Yüzbaşı’nın hangi dilde anlaştıkları üzerine kendimce çeşitlemeler yaptım.  Elbette bahsettiğim bu hususları oyunu bilmeyen bir kişinin anlaması kolay değil. Ancak bu yazı içinde oyunun sırrını açıklamak istemediğim diğer hususlar üzerine düşüncelerimi, ‘seyirci bakışı’ olarak Kosta Kortidis ile paylaştım.

 Kosta Kortidis’i yeterince tanımıyormuşum da. Rulet bana onu tanıma fırsatını da verdi. Kendisi ile ilgili Vikipedi’den şu bilgiyi buldum: “İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Tiyatro Bölümü ve Dean College of London'da eğitim gördü. İlk kitabı serinin de ilk bölümü olan ‘Kostalar Memetler Rebetler 1’ (Sedat Simavi Edebiyat Ödülleri adayı 2004), ‘Rum Çocuğu’, ‘Rulet’(Cevdet Kudret Edebiyat Ödülleri adayı 2012 ), ‘Kostalar Memetler Rebetler 2 ve 3’, ‘İmparator Kim?’, ‘Fetih 1204’, ‘Biri senin Biri Benim’, ‘Kardeşim İmparator’ diğer eserleridir..

Tiyatroya Gönül Ülkü-Gazanfer Özcan Tiyatrosu"nda Engin Gürmen'in sahneye koyduğu "Aşk Memuru" adlı oyunla başladı. Daha sonra kendi kurduğu İstanbul Oyuncuları’nda oyunculuk ve yönetmenlik yaptı, yurtiçi ve yurtdışı festivallere katıldı, ödüller kazandı. Birçok sinema filminde rol aldı. Yerli ve yabancı sinema filmlerinin senaryolarını Türkçe ve Yunanca'ya çevirdi. Tiyatro oyunu ve şarkı sözü çevirmenliği yaptı. T.R.T.'de iki yıl boyunca diyalekt uzmanlığı görevini üstlendi. Daha sonra bu görevi özel televizyon kanallarında sürdürdü. Dialekt uzmanlığı yanı sıra televizyon dizileri için seslendirme ve seslendirme yönetmenliği yaptı. Yunanca ve İngilizce dillerini bilmektedir.

2006 ile 2009 yılları arasında TFF (Türkiye Futbol Federasyonu'nda) Süper Lig maçları için, istatistik uzmanı görevinde bulundu. 03.04.2006 tarihinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları'nda 8 yıldır sürdürdüğü aktörlük görevinden gördüğü lüzum üzerine istifa etti. Halen yazı çalışmalarını ve bağımsız sanat çalışmalarını sürdürmektedir. Müjdat Gezen Sanat Merkezi Konservatuvarı'nda mitoloji öğretim üyesi olarak görev yapmaktadır.

Daha önce sahnede kendisini seyrettim ama hakkında bu kadar ayrıntı bilmiyordum. Sanırım pek çok kişinin benimle aynı durumda olması ile avutuyorum kendimi. İBBŞT’nın böyle donanımlı bir insanı elinden kaçırmasına ne diyeyim? Ben bu yazının, bu eksikliğim için bir özür olmasını isterim. Doğrusu bu kadar ‘renkli’ ve ülkemizi zenginleştiren bir kişiyi tanımış olmaktan dolayı çok memnun oldum.  Şimdi Rulet ile başladığım yolculuğu yazarın diğer eserleri ile devam ettirme niyetindeyim.

Rulet, bence iyi bir oyun. Önümüzdeki sezon sahnelenmesi için hazırlıklar yapıldığını duymak da hoşuma gitti doğrusu. Rulet’in sahnelenmesini merakla bekliyorum.


Melih Anık

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Atatürk ve Muhsin Ertuğrul ve de '.....çü'ler

Haldun Taner’in "Keşanlı Ali"si

Türk Tiyatrosu’nun Meseleleri