Sıcağı Sıcağına : "Tiyatro Ucuzlatma Fırsatları" (Nedim Saban)

“Tiyatromuzda Bunların Sahibi Kim?” başlıklı yazımın yayımlandığı (http://melihanik.blogspot.com/2011/11/tiyatromuzda-bunlarn-sahibi-kim.html ) hafta sonu Nedim Saban Birgün’deki köşesinde “Tiyatro Ucuzlatma Fırsatları” başlıklı bir yazı yazdı. Ben listemde bu konudan doğrudan söz etmemiştim  ama benim de uzun süredir aklımdan geçen bir öneriydi. Son USA seyahatimde New York’daki tiyatro bilet satışı kulübelerini ve önlerindeki kuyrukları ve de tiyatro bileti için yapılan renkli promosyonları görünce bizimkiler neden yapmaz diye geçirmiştim içimden. Eminim Nedim Saban benden daha da iyi bilir bu mekanizmayı.  

Nedim Saban “Ben, aynen Londra, New York, Paris’te olduğu gibi, oyun günü boş yerlerini indirimli olarak satan ve tüm tiyatrolara hizmet eden bir gişeden söz ediyorum. O gün yeriniz yoksa, gişeye tiyatro olarak bilet tedarik etmezsiniz ama sıraya girmiş olan bir kişiyi başka bir oyun izlemeye teşvik edersiniz….  İrili ufaklı tüm özel tiyatrolara hizmet eden gişe düşüncemi Devlet Tiyatrosu’nun vizyonu geniş genel müdürü Lemi Bilgin’e iki yıl önce anlattım, hatta bu konuda söz bile aldım. ‘Devlet Tiyatrosu Müdürü niye özel tiyatrolara ödenek masasında oturur, onun yerine bize böyle köklü yardımlarda bulunsun’ dedim. Tiyatro adamı olduğu için mantıklı karşıladı. Benim önerdiğim köklü çözümlerden bir tanesi, özel tiyatroların da kentin meydanlarında biletlerini satabilecekleri gişeler kurulmasıdır” demiş.

Niyeti çok samimi ama o da biliyor ki “hiçbir konuda yan yana gelmeyen tiyatrocular, bu konuda da tartışmıyor, tiyatro için fırsatın fırsat sitesinde olmadığını kavramak istemiyor!”
Örneğin USA’da açık tarihli tiyatro bileti, doğum günü, noel vb özel günlerin hediyesidir. Ödenekli tiyatroların yapamadığını onların dışında kalan tiyatrolar -bir kaçı hariç- nasıl yapsın? Hangi salonda ve ne zaman oynayacaklarını önceden bilemiyorlar ki! Hatta sezonun sonunu getirebilirler mi o da meçhul.  Baksanıza bir araya gelen “Alternatif Mekan”lardaki tiyatrocular bile ortak bilet satamıyor. Yani bir bilet alıyorsun ve istediğin tiyatro için kullanıyorsun. Hepsi ayrı ayrı sezonluk indirimli kart satıyor. Ne kadar çalışıyor bilmem.  Muhtemelen bu “akçeli” işlerde bilmediğim başka zorluklar var.

Ama bir an için Nedim Saban’ın dileği yerine gelmiş ve hiç değilse üç belediye kendi meydanlarına kulübelerin konmasını kabul etmiş diye düşünsek o zaman buralardaki bilgisayar alt yapısı nasıl düzenlenecek, güncel tutulacak, masrafı paylaşılacak?  Salon plânlarının bilgisayara taşınması lâzım her şeyden önce. İyi de hangi salonlar?  Ayrıca bu durumda salonların doluluk oranları, gelirleri açıkça bilinecek. Tiyatrocular bu sır paylaşılsın ister mi? Toplanan paralar nasıl dağılacak, muhasebeleştirilecek? İstanbul ile sınırlı mı olacak bu hizmet? Anadolu’dan bilet satın alınır mı?  Buna benzer tüm sorunlar aslında USA’dakine benzer bir kurumsallaşma ister, bilet satış organizasyonu kurulması gerek. Bunu yapabilirlerse şu anda biletlerini satan şirketlerle de pazarlık edebilecek güce kavuşurlar, dağılmaları ve farklı pazarlıkları önleyebilirlerse. Ama işin başlangıcında güven sorunu var. Örneğin Van’dan bir seyirci Oyun Atölyesi için bir ay sonrası için bilet satın aldı, her şeyi ayarladı geldi, bir oyuncunun babası ölmüş ne olacak? Biz hala bazı şeyleri tartışıyorsak bu bilet satışı da “yaş iş”. Bu dış güven. İç güven ise tiyatrocuların birbirine olan güveni. Var mı?

Gayrimenkul sektöründe üretim ve satış için defter bilgilerine dayanan bir gayrimenkul indeksinin düzenlenmesini önermiştim. Tüm şirketler reddetmişti. Kimse iç işlerini paylaşmak istemiyordu. Herkes “inşa ettiğini satmıştı”, “elde mal yoktu” vb.. Söyle söyleyebildiğin kadarıyla, yalandan kim ölmüş! Ama bu durumda sektör şeffaf olmadığı için uluslararası borsalarda değerlendirilemiyordu, hisse satamıyordu, Avrupa Gayrimenkul İndeksi’ne giremiyordu. Kendi içimizde debelenip duruyorduk. Biliyor musunuz ki inşaat ve emlâk geliştirme şirketlerinin bilançolarını yabancıların diline çevirmek gerek.

Demek istediğim bu konu tiyatroya özgü değil her sektörde olabilir. Asıl mesele anlayışı değiştirmektir.

Bırakın kulübeyi -ki bu üçüncü şahsa bağlı- her özel tiyatro gişesi, başka tiyatrolara da bilet satsın ve “son dakika indirimli bilet”i başlatsın. Bu kulübeler yapılana kadar ön çalışma olur. Olur mu? OLUR!

Melih Anık

Not:
Ben yazıyı şu adreste okudum:

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Atatürk ve Muhsin Ertuğrul ve de '.....çü'ler

Haldun Taner’in "Keşanlı Ali"si

Türk Tiyatrosu’nun Meseleleri