'Sırça Köşk', Sabahattin Ali Vicdanı ve Tiyatronun Dili
İlkokul beşinci sınıftaydım. Yazları İstanbul’a teyzem ile dayımın birlikte yaşadıkları eve gönderirlerdi beni. Dayım bir kitap tutkunuydu. Bana kütüphanesinden kitap seçer okumam için verirdi. Ben okuduktan sonra da o kitap üzerine konuştururdu beni. İlk verdiği kitaplardan biri Kuyucaklı Yusuf’tu. Yazarın önemini bilmiyordum. Bana ondan bahsetmemesinin nedeni sanırım içinde bulunduğumuz dönemden kaynaklanıyordu. Dayım vurgulamadan geçiştirmek istemişti muhtemelen. Mehmet Akif’i, Nâzım Hikmet’i de dayım sayesinde tanıdım. Bana Necip Fazıl’ın oyununu(Bir Adam Yaratmak) okumam için elime tutuşturan da dayımdır. Ortaokulda edebiyat öğretmenime oyunu götürdüğümü ve onun da bana tuhaf bakarak ‘Nereden buldun bu oyunu?’ dediğini hatırlıyorum. Öğretmenimin açılan gözlerinden bir hata(!) yaptığımı anlamıştım. Diğerleri gibi Sabahattin Ali’nin de siyasi kimliğini daha sonraki yıllarımda tanıdım. Yakın tarihlerde yaptığım Sinop seyahatimde onun tutuklu bulunduğu cezaevini ziya...