Kayıtlar

Aralık, 2011 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

2012 Karşılaması

Gelen gideni aratmasın. İyilik kötülükten, güzellik çirkinlikten daha çok artsın! Her şey gönlünüzce olsun ama gönüller bir olsun! (31.12.2011)

“Melih Anık Fenomeni”, Şule Ateş, Özge Kırış

“cgsg” (Çağdaş Görüşlü Sanatçılar Girişimi ?) isimli bir yahoo gurubu varmış, ben tesadüfen öğrendim. Bu gurupta yukarıdaki başlıkla bir tartışma açılmış. Aşağıdaki mesajlar atılmış: “Melih Anık fenomeni       Message List Reply                    Message #2794 of 3950 < Prev | Next > Re: [cgsg] Melih Anık fenomeni Melih Anık benim çok yeni aşina olduğum bir isim. Geçtiğimiz aylarda Bakhalar ile ilgili yazdığı eleştiri dolayısıyla dikkatimi çekti ve geriye dönük eleştiri yazılarını okudum. Ben her iki düşüncenin ortasında bir yerdeyim. Bence de her isteyen düşüncesini ifade edebilmeli ve bunu kısıtlandırmak doğru bir tutum gibi gelmiyor bana. Örneğin bazı yazılar dolanıyor internette (yine Bakhalar'la ilgili) sakın gitmeyin, hiç bu kadar kötü oyun görmedim, iğrençti, rezildi gibi... Bunu bir eleştiri olarak ciddiye almak -en azından benim için- mümkün değil, ancak internet gibi bir kullanım alanında isteyen istediği yazıyı yazabiliyor, bunu kısıtlamaya çalışmak youtube'

Ne Seyredeceğinizi Bilmeden Bir Gösteriye Gider misiniz?

Bir yer var hayâl edin, bir salon, yüksek tavanlı. Yuvarlak, kare, elips her neyse. Çok iyi dekore edilmiş, ışıklandırılmış. Salonun kendisi sanat eseri.  Masanızda konuşsanız bile gürültü olmuyor salonda, akustiği o kadar iyi. En çok iki kişilik masalar var üstlerinde abajurlar, gecenin ruhuna göre sıralanmış. Bir köşede bir piano var. Bu salonda mikrofon, hoparlör yok her şey akustik.  Salona girmeden tüm ağırlıklarınızı vestiyere bırakıyorsunuz. Salona girer girmez hafiften  bir ses duyuyorsunuz, bir enstrüman sesi ya da bir insan sesi. Fısıltı gibi bir müzik ya da mırıl mırıl bir şiir. Masanıza oturunca yanınıza gelen garsona içkinizi sipariş ediyorsunuz. Gece neye gebe bilmiyorsunuz, belki hiçbir şey de doğmayabilir, içkinizi içer, eşinizle konuşur gidersiniz; belki de  beklenmedik bir anda bir ışık düşer bir köşeye, bir soprano, bir tenor bir operadan bir arya seslendirir, ya da şahane bir sesten  jazz, türkü, şarkı dinlersiniz; biri bir oyundan bir tirat okur; iki kişi bir sahn