Kayıtlar

Bir Şeye İhtiyacın Var mı?

Bu yıl 72 yaşıma girdim. Son dört aydır yaşadığım hastane ve hastalık tecrübesi bana yeni şeyler öğretti. Zihnimi mesgul eden en önemli husus 'Bir şeye ihtiyacın var mı' sorusu oldu. Geçen sürede bana bu soruyu soran pek çok arkadaşım oldu sağ olsunlar. Hayatımı gözden geçirdiğimde ben de başkalarına aynı soruyu  sorduğumu hatırladım. Sorunun iyi niyet içerdiğini kendimden biliyorum. Bir başkasına yardım etmek destek olmak isteyen kişi '.... yalnız degildir' benzeri büyük bir laf ediyor.Oysa insan yalnız kalıyor kimse baskasının yerine hapse giremiyor dayak yemiyor işkence görmüyor.. O sözle verilmek istenen mesaj zalimlere. Zalimler ise çekinmiyor aslında. Bildiğini yapıyor. Korkan utanana o söz etki yapıyor. Bir şeye ihtiyacın var mı?' sorusunun içerdiği anlam çok geniş. Soruyu soran sorduğu kişinin her ihtiyacını yerine getirebilir mi? O kişiyi yeterince tanıyor mu? Ne yaşadığını neye ihtiyaç duyduğunu biliyor mu? Aslında sizi gerçekten tanıyan esinizdir çocuğunu

Sağlık Bakanı Sayın Fahrettin Koca'ya Açık Mektup

 Sa yın Bakan Salgının başlangıcından bu yana insanüstü bir gayretle çalıştığınızı görüyor iyi niyet ile bu belanın ülkemizden en az zarar ile geçip gitmesini istediğinize samimiyetle inanıyorum. Genel olarak baktığımızda sizin ifadelerinizden anlaşılacağı üzere salgın geçip gitmek yerine tüm ağırlığı ile toplumumuzun üstüne çöküyor. Ben bu dönem içinde +65 ile ilgili kararlarınız hakkında düşüncelerimi belirtmek istiyorum. Zira dünyada bizden daha ağır vakalar yaşayan ülkelerde  +65’e yönelik böyle bir icraat yok. Hatta bazı ülkelerde toplumun bir kesimini ayırmak anlamına gelecek yasaklamanın insan haklarına aykırı olduğu yönünde görüşler var. Türk Tabipler Odası da önlemlerde yaş ayrımcılığının son bulması konusunda bir açıklama yaptı. Ancak Bakanlığınızın aldığı tedbirlerin başında ilk akla gelen +65’e yasak koymak. Zat-ı âliniz tabii ki istatistiksel sayılara çok hâkimsiniz. Anladığım kadarıyla ölümlerin çoğu da +65 grubu hastalarda gözlemleniyor. Ancak siz de belirttiniz esas mes

Türk Tiyatrosu’nun Meseleleri

Ülkemizde mesele yerine sorun demek daha yaygın. Sorun ile meselenin aynı olduğu düşünülüyor sanırım. Mesele konu, sorun problem. Meselenin illa ki sorun olması gerekmiyor. Mesele sorularak karşılığı istenen şey. Mesele’nin kökü sual. Suali soru yapınca mesele de sorun olmuş. Bu yazı Türk Tiyatrosu’nu ilgilendiren konularla ilgili ‘sual’leri soracak. Okuyana yeni sualler   sordurursa mutlu olurum.

Mardin Midyat Gezisi Notlarım

Resim
10-15 Şubat 2020 tarihlerinde Mardin’e gezi yaptık. Pazartesi gidip Cumartesi İstanbul’a döndük. Mardin’in sezonu Nisan’da başlıyor. Nisan, Mayıs ve Haziran ayları en yoğun aylar. Temmuz Ağustos talep biraz düşer gibi oluyormuş. Nedenini yüksek sıcaklığa bağlıyorlar. Eylül ve Ekim ayları da dolu oluyormuş.     Nisan ve Ekim ayları arasında otel rezervasyonları bir sene önceden doluyormuş. Gelen turistin çoğu turlarla geliyormuş.   Mardin merkez nüfusu 110 bin. İlçesi Kızıltepe’nin nüfusu ise   200 bin.   Hava alanı Kızıltepe’de. Şehir merkezine 20 km mesafede. Havaş otobüsleri ile eski Mardin’in ana caddesi(1.Cadde)   üzerindeki herhangi bir otelin kapısında inebilirsiniz. (Kişi başı 10 TL). Dönüşte bir gün önceden telefon edip sizi almalarını isteyebilirsiniz. Otel kapısından binip hava alanına gidebilirsiniz.   Mardin’in Midyat, Savur, Mazıdağı, Nusaybin ilçeleri görülmeye değer tarihi zenginliklerle dolu. İklimin iyi olduğu aylarda araba ile turlamak mükemmel olur.

Gündeme Dokunan Oyunlar

Resim
Konuya sık sık değiniyorum. Bunlar düşün(c/m)e egzersizi. Bazen kışkırtma. Esas amacım tepkileri de tepkisizliği de tarihe not düşmek. Ama günümüzde de tepki alırsa memnun oluyorum. Şöyle yazdım: Şu oyunlara bir bakın. Kaç tanesi ülkenin gündemine dokunuyor? Tekrarlar... Tekrarlar. Tiyatro yapmak için tiyatro yapılmaz. Sorarsan hepsi insanı insana insanca anlatıyor. Sorarsan hepsi metaforlarla gündeme dokunuyor.

İstanbul BB Şehir Tiyatroları'nın 2019-20 Sezon Açılışı Üzerine Düşünceler

İstanbul BB Şehir Tiyatroları’nın sezon açılış toplantısından hafızalarda kaldırılan   üç oyun kaldı. Necip Fazıl’ın Reis Bey, İskender Pala’nın Aşk Bir Zamanlar, Mustafa Kutlu’nun Mavi Kuş isimli oyunlarının   sezon programında olmayacağı söylendi. İBB Kültür Daire Başkanı Hülya Muratlı Yeni Şafak gazetesi muhabirine verdiği cevap ile oyunların repertuvardan çıkarılmış olduğunu doğruladı ve   verdiği yanıtta,  “Önceliğimiz İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde israfını önlemek. Proje bazlı oyunculara çok fazla yer verilmişti, bunların ekonomik maliyeti çok yüksekti ve biz bu ekonomik kaygılar başta olmak üzere, kendi oyuncularımızı ön plana çıkarmak adına bu oyunları repertuvardan kaldırdık. Elbette zaman zaman proje bazlı oyuncularımız olacaktır ama biz daha çok kendi oyuncularımızla devam ederek hem tasarruf etmek hem de kendi çok kıymetli oyuncularımıza yer vermek ve tiyatromuzu öne çıkartmak istiyoruz. Öte yandan, yeni oyunlarımıza da yer açmamız gerekiyor repertuvarımızda. Kaldı k

Dikili Belediyesi ve Tiyatro

Resim
23 Mayıs 2019 tarihli dilekçemize Dikili Belediyesi’nden gelen cevap 28 Haziran 2019’da elime geçti. Fügen bu sabah(28 Haziran 2019) binanın dış kapısında bir iskemle üzerinde bulmuş. Bulamayabilirdi de. Zira kapının önünde fırtına esiyor bugünlerde.   Cevap verilmesi nedeniyle Dikili Belediyesi yetkililerine şükranlarımı sunarım. Gerçi biraz üstüne düştüm de cevabı aldım ama olsun cevap verdiler ya buna da şükür. Aslında her cevap cevap sayılır mı? Bu yazıda bunu irdelemeye çalışacağım.