Sait Faik ve ‘Esas Mesele’
Sait Faik okuyorum son günlerde. Yeniden, kendimi durduramadan. Her yaş başka türlü anlar ya ben bu yaşımda onu daha farklı anlıyorum.Araya giren yeni yeni olaylar nedeniyle zaman da buna imkân veriyor, ‘ Balıkçının Ölümü ’ isimli kitabında, 6 Temmuz 1940 tarihli Vakit gazetesinde çıkan bir yazısını okudum, ismi ‘ Millet Bahçesi ’. O hikâyeden bir bölümü paylaşayım: “ Belki bahçe çok eskidir. Öyle ya Hüseyin Cahid’in gençlik zamanından kalmadır. Belki daha eskidir. Oraya ait bir iki hikâye okuduğum hatırlıyorum. Mesele o değil. Bahçenin bu yaşı bence sayılmaz. Geceleri ve parasız millete açılma zamanı yâni ‘Millet Bahçesi’ denmeye lâyık zamanı daha çok yenidir. Hemen hemen beş altı aylık bir şeydir. Ondan evvel kapıda Yahudi matmazeller gişelerin başında otururlar, adama ‘Piaster 5’ derlerdi. Daha sonra ihtiyar memurlar peydah oldu. Yine gişelerden başlarını uzatıp : ‘Nereye gidiyordun hemşerim? Babanın bahçesi mi zannettin?’ diye ismi ‘Millet Bahçesi’ olan bahçeye ...